|
|
Havacılık,bir iki sayfayla anlatılabilecek bir şey değil.Burada en çok sevdiğim uçaklar olan F-16 ile İkinci Dünya Savaşı'nın bence en iyi uçağı olan Spitfire biraz tanıtacağım. Bu bölüm ile ilgili her türlü görüşlerinizi icq numaram ile bildirirseniz sevinirim. F-16 C\D Fighting FalconF-16
“Fighting Falcon” derlitoplu, çok maksatlı bir avcı uçağıdır. Çok yüksek
manevra yetenekli olup havadan-havaya kombat ve havadan yere saldırı görevlerinde
kendini ispatlamıştır. ABD ve müttefikleri için düşük maliyetli, yüksek
performanslı bir silah sistemi temin etmektedir. Havadan havaya görevde,
F-16’nın kombat yarıçapı mevcut potensiyel tehlike uçaklarının çoğundan
fazladır.Her türlü hava şartlarında hedef tespit etme, alçak irtifada uçan
uçakları yakalıyabilmektedir. Havadan-karaya görevlerde ise 860km’den
fazla uçup silahlarını çok yüksek bir hassasiyetle sevk edebilmekte,
kendini düşman uçaklarına karşı koruyabilmekte ve ilk kalkış noktasına
dönebilmektedir. Bütün hava şartlarında görev yapabilme yeteneği görüş
ötesi koşullarda da silah yükü hassasiyetle sevk edebilme olanağı
vermektedir. F-16’nın
tasarımında gelişmiş havacılık ve uzay bilimi ve F-15 ile F-111 gibi uçakların
ispatlanmış sistemleri kullanılmıştır. Bütün bunlar uçağın sadeleştirilmesi
ile ölçülerinin, sipariş ve bakım maliyetlerinin küçültülmesi, ağırlığının
azaltılması için kullanılmıştır.F-16 tam dahili yakıt yüküyle 9 G’ye
dayabilir. 1972
Ocak’ında birkaç Amerikan imalatçısından “LFP” (Lightweight Fighter
Program- Hafif Avcı Programı) için dizayn spesifikasyonları talep etti. Bütün
katılımcılardan spesifikasyonlarını mutlaka hakiki bir hava üstünlük
savaşçısına yönelik hazırlamaları istendi. Sonuçta General Dynamics ve
Northrop firmalarından, hiçbir üretim taahhüdü içermeksizin, prototip
yapmaları istendi. Bu prototipler yalnızca teknoloji “sergileyiciler”
olacaklardı. Her iki imalatçı birkaç belirlenmiş performans kriteri dışında
yaratıcı tasarımları konusunda tamamen serbest bırakıldılar. Northrop iki
motorlu YF-17’yi, klasik aerodinamik teknolojileri kırıp geçen ve iki motor
kullanan bir uçak olarak üretti. General Dynamics buna karşılık olarak daha
derli toplu, motor olarak F-100 turbofanı kullanan tek motorlu YF-16’nın
prototipini ortaya koydu. “LFP” projesi 1975 başlarında tamamlandığında
YF-16 ve YF-17’nin her ikisi de büyük bir gelecek vaad ettiler. İkisin de
performansı o kadar iyiydi ki her ikisi de hizmete uygun görüldüler... 13
Ocak 1975’de USAF YF-16’nın performansı itibariyle “ACF”nin (Air
Combat Fighter-Hava Muharebe Uçağı) kazanıcısı olduğunu ilan etti. Orijinal
F-16 gündüz görev yapabilen hafif avcı uçağı olarak tasarlanmıştır.
Havadan-karaya görevlerinin eklenmesiyle F-16’lar çok maksatlı avcı uçaklarına
dönüştüler. Blok 10 F-16A’sının boş ağırlığı 7,052 kg,
blok 50 F-16C’ninki ise 7,680 kg’dir. F-16A’daki “A” Blok-1 ila
20 arasındaki tek kişilik uçaklar için kullanılmaktadır. F-16B’nin
“B”si ise aynı serinin iki, kişiliğini tarif etmektedir. Blok 25’den başlıyarak
bu harfler ayrı sıra içinda “C” ve “D” ile değiştirildiler.
“Blok” tabiri F-16’ları takip etmede çok önemli bir terimdir. Esasen
her blok sayısı bir kilometre taşıdır. Blok sayısı ne zaman imalat
nedeniyle F-16’da bir geliştirme yapılırsa değişmektedir. F-16A
tek kişilik model olup ilk uçuşunu 1976 Aralık’ında yapmıştır. İlk
servis F-16A’sı ise 1979 Ocak’ında teslim edilmiştir. İki kişilik F-16B
tandem kokpite sahip olup “A” modeliyle hemen hemen aynı boydadır. Su
damlası şeklindeki kokpit ikinci kokpite doğru uzatılmıştır. İkinci
kokpite yer açmak için gövde ön tarafındaki yakıt tankları ile avionak
gelişme alanları azaltılmıştır. Eğitimde ön kokpit öğrenci, arka
kokpit ise öğretmen tarafından kullanılır. F-16C ve F-16D önceki F-16A ve B’nin mukabilleridir, ancak en modern kokpit kontrol ve gösterge sistemlerini bünyelerinde bulundurmaktadırlar. Bunlara çok sayıda MFD ve HOTAS dahildir. 1981 Kasım’ından itibaren, gece görüş ötesi saldırı dahil çok maksatlı görevleri yerine getirebilmek için gerekli statik ve kablaj gereksinimlerini içermektedir
SpitfireSpitfire
hikayesinin başlangıcı başarısız bir uçak olan Supermarine Type 224’e
dayanır. Martı kanatlı, tek kanat konfigürasyonlu, sabit iniş takımlı bir
uçaktı ve 600 hp’lik bir Rolls Royce motoru ile tahrik ediliyordu. Fakat
tasarımcısı olan Mitchell neticeden uçak uçmadan önce dahi memnun olmamıştı.
Özel teşebbüs tarzında yeni bir uçak tasarımına başladı, tasarımı,
yeni P.V.12 “Merlin” motorunu ve kanatlardaki sekizli makinalı bataryasını
kullanabilmek için iki defa revize etti. Neticede tasarım Hava Bakanlığı
tarafınca 1935 Ocak ayında kabul edildi. İlk prototip 5 Mart 1936’da uçtu. 310
uçaklık ilk sipariş üç ay sonra verildi, bunu 200’lük bir parti takip
etti. 1938 Nisan ayında Nuffield organizasyonu, Birmingham yakınlarındaki
Castle Bromwich “gölge” fabrikasında üretmek üzere 1000 adetlik bir
sipariş daha aldı. Alınan diğer siparişlerle savaşın başlamasından önce
toplam uçak sayısı 2,143’e çıkmıştı. 1938
Ağustos-Aralık döneminde yalnız bir üs Spitfire MMk.1’lerle donatılmıştı.
Savaşın çıkmasına kadar bu sayı dokuza yükseldi ve iki üs daha değişim
sürecine girmişti. Toplam 1,583 Spitfire I üretildi. 1,175hp Merlin XII ile
donatılmış Mk.II’lerin teslimatına 1940 Haziran’ında başlandı ancak
gelecek kışa kadar teslimat ve değişim tamamlanamadı ve Britanya Savaşı’nın
hava muharebe yükü Mk.I’e kaldı. Spitfire’lar
Hurricane’lerden daha çok ilgi çekti ve üretilmiş en meşhur uçaklardan
biri oldu. Britanya
Savaşı esnasında hızı ve manevra yeteneği ile Alman uçaklarının rakibi Bf
109’a iyi bir rakip
oldu ve diğer Alman uçaklarına bariz bir üstünlük sağladı. Spitfire’ın
tırmanma yeteneği Bf 109’dan düşük olmasına rağmen ondan daha hızlı uçabiliyordu
(Hurricane’in aksine). Spitfire’ın motoru
bazen aşırı “G” çektiğinde karbüratör taşması sonucu
duruyordu. Bf 109 pilotlarının bundan faydalanmasına fırsat vermemek için
Spitfire pilotları önce yarım bir “roll” yapıyor ve sonra dalışa geçiyordu.
Bu karbüratör eksikliği daha sonra giderildi ve Spitfire tarihe belki de en
iyi savunma silahı olarak geçti. Mk.24’e
kadar birçok Spitfire modeli üretildi. Kraliyet Donanması da onun bir
veresiyonu olan Seafire’ı donanmada kullandı.Seafire’ların takviye
edilmiş, sert denizlere dayanıklı bir gövdesi vardı, kuyruk kancası ile
navigasyon ekipmanı takılmıştı.
Toplam 20,334 Spitfire ve 2,556 Seafire üretilmiştir.
Son Spitfire görev uçuşu 1954’de, Seafire görevi ise 1967’de yapılmıştır.
|
|